Huawei, 18 Nisan’da İstanbul’da gerçekleştirdiği ICT Day 2025 etkinliğinde, yapay zekâ, bulut bilişim, 5G ve Objelerin İnterneti (IoT) üzere teknolojilerin endüstriye entegrasyonuna odaklandı. Aktiflik, kesim temsilcileri ve iş ortaklarını bir ortaya getirerek üç başka sektörel oturumla tamamlandı.

“Endüstriyel Dijital Zekâyı Hızlandırmak” temasıyla düzenlenen aktiflikte, kurumsal dönüşümün teknoloji temelli bileşenleri ele alındı. Gün boyunca süren oturumlarda Huawei’in eser ve hizmet portföyüne yönelik uygulama örnekleri paylaşıldı.

Etkinlik kapsamında düzenlenen panellerde, dijital teknolojilerin üretim, finans ve hizmet kesimlerinde nasıl kullanılabileceğine ait örnekler değerlendirildi. ‘Ekosistem İş Ortakları Zirvesi’, ‘Üretim ve Perakende Zirvesi’ ile ‘Finans Zirvesi’ başlıklarında eş vakitli oturumlar gerçekleştirildi.

“Kaya Shi: Viyonumuz, Türkiye için çalışmak”

Huawei Türkiye Genel Müdürü Kaya Shi, Huawei ICT Day 2025’in açılış konuşmasında, şirketin global muvaffakiyetlerini ve Türkiye’ye yönelik stratejik yaklaşımını iştirakçilerle paylaştı. 2024 yılında Huawei’nin toplam gelirinin %22,4 artışla 862 milyar Yuan’a ulaştığını belirten Shi, bu büyümenin bilhassa bilişim altyapısı, bulut bilişim, dijital güç ve tüketici iş kümelerindeki istikrarlı gelişimle sağlandığını söyledi. Türkiye’de ise endüstride dijital dönüşümü hızlandırma gayesiyle yapay zekâ, 5G ve objelerin interneti üzere teknolojileri iş ortaklarıyla entegre ettiklerini vurgulayan Shi, Huawei Cloud Türkiye’nin %100 müşteri memnuniyetine ulaşarak hem lokal hem de memleketler arası uyumluluğu sağlayan tek bulut sağlayıcısı pozisyonuna geldiğini tabir etti. Huawei Türkiye Ar-Ge Merkezi’nde misyon yapan 1.000’i aşkın uzmanın 30’dan fazla ülkeye ileri yazılım tahlilleri sunduğunu belirten Shi, bu merkezin tıpkı vakitte Türkiye pazarının özel gereksinimlerine yönelik yapay zekâ, bulut ve 5G alanlarında özelleştirilmiş teknolojiler geliştirdiğini de aktardı. Türkiye’deki üretim yatırımları sayesinde bugüne kadar 200 binden fazla yerelleştirilmiş eserin üretildiğini belirten Shi, bu yaklaşımın “Türkiye’de kök salan, Türkiye için çalışan” bir vizyonun eseri olduğunu söyledi.

“Ahmet İmamoğlu: Huawei üzere kurumlar mahallî ekosisteme katkı sağlıyor”

T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Ar-Ge Teşvikleri Genel Müdür Yardımcısı Ahmet İmamoğlu ise iştirakçilere seslenirken, Huawei’nin Türkiye’deki uzun soluklu faaliyetlerine ve teknoloji ekosistemine sunduğu katkılara dikkat çekti. Aktifliğe mesken sahipliği yapan Huawei’ye teşekkür eden İmamoğlu, “Türkiye’de 22 yıldır faaliyetlerini sürdüren, üniversitelerimizle, kamu kurumlarımızla iş birliği içinde çalışan, Ar-Ge mühendisleriyle bilgi birikimini bu topraklarda geliştiren Huawei’e, bu aktifliği düzenleyerek kesimin tüm paydaşlarını bir ortaya getirme nezaketini gösterdiği için teşekkür ediyorum” dedi. Türkiye’nin dijitalleşme sürecinde özel dal iş birliklerinin kıymetine dikkat çeken İmamoğlu, Huawei üzere şirketlerin yerli ekosistemin büyümesinde faal rol oynadığını vurguladı. Türkiye’deki Ar-Ge ve tasarım faaliyetlerine ait yeni dataları de paylaşan Ahmet İmamoğlu, “2008 yılında yalnızca 20 Ar-Ge merkezimiz varken bugün 58 vilayetimizde 1.347 Ar-Ge merkezi, 28 vilayette ise 337 tasarım merkezi faaliyet gösteriyor. Toplamda 1.684 merkezde 97 binden fazla kişi istihdam ediliyor. Bugün burada bulunan 141 firmanın 36’sının toplam 61 Ar-Ge ve tasarım merkezi bulunuyor ve bu merkezlerde 7.190’dan fazla kişi vazife yapıyor. Bu datalar, ülkemizin teknoloji üretimindeki yetkinliğini ve özel kesimin bu alandaki katkısını açıkça ortaya koyuyor” dedi.

“Wang Junyuan: Uzun soluklu iş birlikleri hedefliyoruz”

Huawei Enterprise Türkiye Genel Müdürü Wang Junyuan ise konuşmasında, “Huawei Enterprise Türkiye olarak geçtiğimiz yıl iş ortaklarımızla kurduğumuz güçlü itimat ilgisi sayesinde %23 oranında büyüdük. Bu başarıda, iş birliğine dayalı çalışma kültürümüzün ve pazardaki fırsatları hakikat okuma marifetimizin hissesi büyük. Zorluklar elbette vardı, hala de var fakat biz her zorluğun beraberinde yeni fırsatlar getirdiğine inanıyoruz. Bilhassa yapay zekâ ve verimlilik odaklı tahlillerimizle finans, güç, üretim, kamu ve ulaştırma üzere kritik bölümlerde güçlü bir pozisyon elde ettik. Türkiye’de faaliyet göstermeye başladığım birinci günden bu yana, ekosisteme ve kanal tarafına duyduğum itimat daima yüksek oldu. Pazarda şeffaflık, regülasyonlara ahenk ve uzun vadeli ilgilere dayalı bir yaklaşımı benimsiyoruz. Bu da bize sürdürülebilir muvaffakiyet ve daha da değerlisi, karşılıklı yarar getirdi. Bugün burada daima birlikte olmamız da bunun en hoş göstergesi. Önümüzdeki devirde de birlikte çaba etmeye ve birlikte kazanmaya devam edeceğiz” dedi.