Kokunuzu tazelemek ya da bir losyon sürmek, gün içinde daha güzel hissetmenizi sağlayabilir. Lakin bu alışkanlıkların, bedenin doğal muhafaza sistemleriyle çakışabileceğini hiç düşündünüz mü? Yeni bir araştırma, şahsî bakım eserlerinin, insan vücudunun etrafındaki görünmez bir kimyasal savunma alanını etkileyebileceğini gösteriyor.

Bilim insanlarının “oksidasyon alanı” olarak tanımladığı bu bölge, bedeni çevreliyor ve adeta şahsî bir hava filtresi üzere çalışıyor. Cilt yüzeyindeki yağlar havadaki ozonla yansımaya girdiğinde, hidroksil radikalleri (OH) ismi verilen moleküller ortaya çıkıyor. Bunlar, etraftaki ziyanlı unsurlarla temas ederek onları etkisiz hale getirmeye yardımcı oluyor.

Ancak parfüm ya da losyon üzere eserler bu sürece müdahale edebiliyor. Yapılan bir çalışmada, denetimli bir iç yerde bulunan iştirakçilerin parfüm kullandığı durumlarda, ciltlerinden etanol ve fenoksietanol üzere uçucu hususların havaya karıştığı tespit edildi. Bu unsurlar, bilhassa baş ve yüz etrafında ağırlaşarak olağan hava düzeylerinin üzerine çıkıyor.

Daha sonra odaya ozon salınarak bu doğal kimyasal tepkinin nasıl etkilendiği incelendi. Kokulu eserler kullanıldığında, hidroksil radikallerinin ölçüsünde %30’dan fazla azalma olduğu görüldü. Yani bu eserler, sırf kokusal değil, kimyasal manada da etrafımızdaki hava kalitesine tesir ediyor olabilir.

Çalışma uzun vadeli sıhhat tesirlerini incelemiyor, lakin elde edilen sonuçlar, bilhassa kapalı alanlarda bu çeşit kimyasal etkileşimlerin teneffüs sıhhati açısından ne manaya gelebileceğini yine düşünmeye zorluyor. Kent havasının aslında kirli olduğu günümüzde, bedenin kendi geliştirdiği bu kimyasal savunma alanının korunması tahminen de sandığımızdan daha kıymetli.