Güneş Sistemi’nin uzak köşelerinde, şimdi gözlemlenememiş gizemli bir gezegenin varlığı uzun müddettir tartışılıyor. “Dokuzuncu Gezegen” ya da “Gezegen X” olarak isimlendirilen bu varsayımsal gezegenin sahiden var olup olmadığı hala mutlaklaşmış değil.
Ancak Nature Astronomy mecmuasında yayımlanan yeni bir araştırma, bu gezegenin var olma ihtimalinin en az %40 olduğunu öne sürüyor. Bu oran direkt bir delil sunmasa da, bilim insanlarının bahse olan ilgisini ve umutlarını canlı tutmaya yetiyor. Araştırma, gezegenlerin nasıl oluştuğu üzerine geliştirilmiş modelleri temel alarak, Güneş Sistemi’nin bilinen sonlarının ötesinde bir gezegenin oluşmuş ve vakitle dış bölgelere itilmiş olabileceğini gösteriyor.
Plüton’un tahtı boş mu kalacak?
2006 yılında Plüton’un gezegen statüsünü kaybetmesinden bu yana, Güneş Sistemi’ndeki dokuzuncu bir gezegen fikri hem bilim dünyasında hem de kamuoyunda sıkça tartışılıyor. O vakitten bu yana birçok araştırmacı, kelam konusu gezegenin varlığını destekleyen ya da çürüten çalışmalar ortaya koydu. Lakin bugüne kadar bu gezegenin varlığına dair direkt bir müşahede yapılamadı.
Yine de birtakım ipuçları bilim insanlarını şüphelenmeye yöneltiyor. Bilhassa Neptün’ün ötesinde, alışılmadık biçimde uzun ve eliptik yörüngelere sahip cisimlerin varlığı, Güneş Sistemi’nin dışında saklı bir kütlenin tesirde bulunabileceği ihtimalini gündemde tutuyor.
Son yayımlanan çalışma, gezegen oluşumu modellerini kullanarak Dokuzuncu Gezegen’in var olma ihtimalini matematiksel olarak değerlendirmeye çalışıyor. Elde edilen sonuç, bu çeşit bir gezegenin Güneş Sistemi’nin uzak bölgelerinde bulunma mümkünlüğünün yaklaşık %40 olduğunu ortaya koyuyor.
Elbette bu oran, gezegenin hakikaten var olduğu manasına gelmiyor. Lakin, gökbilimcilerin yıllardır sürdürdüğü araştırmalara daha sistematik bir temel kazandırması açısından kıymetli bir gelişme olarak bedellendiriliyor.
Gözler gelecekte yapılacak araştırmalarda
Bilim insanları, bu ihtimali netleştirmek için daha gelişmiş müşahede araçlarına muhtaçlık duyulduğunun farkında. Önümüzdeki yıllarda faaliyete geçecek yeni kuşak uzay teleskoplarının, Güneş Sistemi’nin uzak bölgelerini daha detaylı tarayarak bu çeşit gökcisimlerini direkt tespit edebileceği umut ediliyor.
Belki de bu teleskoplardan biri, şimdiye dek yalnızca hesaplamalarda ve varsayımlarda yer alan Dokuzuncu Gezegen’i birinci defa görünür kılacak.
